Uzm.Dr.Serdal
KANUNCU
Aile Hekimliği
Uzmanı
asfureyn@hotmail.com |
|
|
|
DEPRESYON
Depresyon günümüzde en önemli halk sağlığı problemlerinden
birini oluşturmaktadır. Beyindeki kimyasal bozulmalar (serotonin,
adrenalin, endorfin vb..)neticesinde oluşur.İnsanın ruhsal
açıdan çökkün, hiçbir şeyden zevk almadığı, mutsuz, çaresiz,
umutsuz, isteksiz olup öz bakımında azalmanın olduğu ,uyku
bozukluğunun da eşlik edebildiği, sosyal içe dönmelerin
yaşandığı hatta zaman zaman öz kıyım (intihar) düşünce ve-veya
eyleminin de beraber seyredebildiği depresyon hastalığı gerek
toplumsal gerekse bireysel açıdan bakıldığında yaratacağı
olumsuzluklar yüzünden önem arz eder.Depresif duygudurum ile
Depresyon arasında fark vardır, kimi zaman hepimizin morali
bozuk olabilir, mutsuz olabiliriz ama depresyonda
değilizdir.Depresyon yaşam kalitesini ciddi anlamda bozan
belirtiler topluluğudur ve birtakım kriterleri vardır.Ancak
toplumdaki yanlış kanının aksine depresyon tedavi edilebilir
bir hastalıktır.
Çağımızın hastalıklarından biri olmasının nedeni,
insanoğlunun, sanayileşen veya sanayileşmeye çalışan
toplumlarda görülen ahlaki değer yapılarındaki değişiklikle
beraber hızla değişen teknolojiye uyum sağlamadaki güçlük,
özellikle yoksulluk, zamana ayak uyduramama, zamanı
yetiştirememe veya zamanın hızla aktığını sanarak hiçbir işini
halledemediğinden yakınarak çaresizliğe düşme ve sair nedenler
sayılabileceği gibi genetik faktörlerin de azımsanmayacak
derecede önemli bir rolü vardır.Ailesinde depresyon hastalığı
veya başka bir psikiyatrik hastalık bulunan kişilerde depresyon
görülme ihtimali toplumun diğer fertlerine göre daha fazla
olmakla beraber özellikle sonbahar olmak üzere mevsimsel
geçişlerde hastalığın görülme sıklığındaki artış önem arz eder.
Maddi yoksulluk ve manevi yoksunluk insanların bedensel ve
ruhsal tüm fonksiyonlarını etkilediği için depresyon
hastalığında da belirleyici faktörler arasındadır ; dolayısı ile
tedavide bu faktörler de düşünülmelidir.Bazı bedensel
hastalıklar veya doğum sonrasında da insanda depresyon
görülebilir.Dünyada 500 milyon kişinin üstünde depresyon
hastasının olduğu, ülkemizde ise bu oranın % 5-8 arasında olduğu
ve özellikle de kadınlarda (ev hanımlarında yüksek oranda) daha
fazla gözlendiği, tedavi edilmeyen ya da edilemeyen vakaların %
15’inin intiharla sonuçlandığı bildirilmiştir. Depresyonun
çeşitli alt tipleri olmakla beraber bunlardan gülümseyen
depresyon adını da verdiğimiz Maskeli Depresyon’da hastalarda
depresyon bilinçli olarak algılanmayabilir; bunun yerine
hastalar, fiziksel hastalıkları olduğundan yakınırlar ve
görünürde neşeli bir savunma maskesi takarlar(gülümseyen
depresyon).Depresyonu olan hastalarda yukarıda da bahsedildiği
gibi çeşitli belirtiler görülebilir; ilginçtir bunlar arasında
çeşitli ağrılar ve sızılar, felaket korkusu, delirme korkusu ,
başına kötü bir şey gelecekmiş gibi hissetme, yalnızlık korkusu
vardır.
Depresyonda ilaçlar (farmakoterapi) ve psikoterapi tedavi
yöntemidir. Orta ve şiddetli depresyonda destekleyici tedavi ve
psikolojik eğitim ile birlikte ilaç tedavisi uygulanırken hafif
durumlarda psikoterapi yeterli olabilir. En önemli durumlardan
birisi öz kıyım düşünceleridir, dikkatli yaklaşım gerektirir.
Bazı durumlarda hastanın ailesi ile iletişim halinde olmak
yararlı olabilir. Depresyon hastalığı kabul edilemez bir durum
olmadığı gibi karakter zayıflığı ile de ilgisi bulunmamaktadır.
Bu konuda hastaların iyi bilinçlendirilmesi gerekir.Ancak
hastalara şu tavsiyelerin de yararı olacaktır ; baş
edemeyecekleri işleri üstlenmemeleri, depresyonda olmaları
nedeni ile kendilerini suçlamamaları, depresyonun aynı zamanda
biyolojik bir hastalık olduğu, olumsuz düşüncelerin bu
hastalığın bir parçası olduğu ve zamanla kaybolacağı, dini
telkinlerin rahatlama sağlayacağı ancak iyileştirmeyeceği,
tatillerin depresyonu artırabileceği …
Son söz olarak demek lazımdır ki; neredeyse % 25-30 sıklıkta
gözlenen depresyon hastalığıyla ilgili belirti ve şikayetleri
olan kişilerin bir hekime başvurmalarında ; bu belirtilere
sahip olan yakınlarımızı da hekime yönlendirmemizde fayda
vardır.Saygılarımla…
Bu yazı
defa okundu...
|
|